4 Ağustos 2007 Cumartesi

Marka Yenileme

Tescil edilen markalar sınırlı bir süre geçerliliğe sahip olurlar. Bu süre on yıldır. Dünyada da genelde on yıl süre ile marka tescilleri devam eder.

On yıllık sürenin bitiminden önce marka hakkının on yıl daha devam edebilmesi için yenileme işlemi yapılır.
Yenileme yapabileceğimiz süre marka tesciline başvurduğumuz tarih ilk gün başlangıç kabul edilerek hesaplanır. Başvuru tarihimizden itibaren on yıl ileri sayıp son yıldan altı (6) ay geriye dönersek yenileme yapabileceğimiz döneme ulaşmış oluruz.

Örnek: Tescil için 02 Ocak 1996 tarihinde başvurmuş bir marka sahibi eğer tescil işlemini tamamlamış ve belgesini almış ise on yıl ileri sayarak 02 Ocak 2006 tarihine ulaşır. Bu tarihten 6 ay geriye giderek 02 Temmuz 2005 tarihini bulur ve bu tarih yenileme işlemini yapabilecei ilkk tarihtir. 01 Temmuz 2005 tarihinde yenileme yapılamaz. 02 Temmuz 02 Ocak arasında yenileme işlemini yapması gerekir. Eğer yenilemeyi yapamaz ve süreyi kaçırırsa 03 Ocaktan itibaren 02 Temmuz 2006 tarihine kadar cezalı olarak işlemi yapabilir. 02 Temmuz 2006 tarihine kadar yenilemeyi yine yapmazsa marka tescilden düşer.

Markanın düşmesinin ciddi bir sonucu vardır. Yanlışlıkla düşürmüşüz, yada biz yenileneceğini bilmiyorduk dememiz bir anlam ifade etmez. Yenileme işlemi yapmamak bilerek ve isteyerek marka hakkından vaz geçmek sayılır. Bunun bir istisnası şudur:

Marka düştükten sonra düşen tescilin sahibi markanın düştüğü tarihten itibaren iki yıl süre ile başkalarının yapacağı başvuruları itiraz ederek reddettirme hakkına sahiptir. Yani tescilimizin bize hak kazandırdığı süre 12 yıldır diyebiliriz. On yıl standart bir tescil ile kazanılır. İki yıl da yanlışlıkla bir marka düşmesi durumunda kanunun bize tanıdığı tekrar başvuru süresidir.

Örneği ilerletelim: Markanın düşmesine sebep olduktan sonra iki yıllık süreyi de geçirmiş isek ve başka birisi tescile başvurmuş ise bu tescil başvurusuna yapacağımız itiraz dikkate alınmaz. Marka ile ilgili tüm haklardan vazgeçmiş sayılırız ve bunun geri dönüşü yoktur.

Hayali bir durum gibi görünüyor ama özellikle gıda sektöründe düşen markalar için o kadar yoğun başvurulara rastlıyoruz ki yazdığımız tüm durumların her aşaması ile tekrar tekrar yaşandığı vakıadır.

Biz yenileme süresi başlayan markaların sahiplerine bunu müşterilerimiz olmasalar da bildirmeye çalışıyoruz. Bu sayede yenileme yapılması gerektiği tescil sahiplerine bildirilmiş oluyor ama burada yenileme işleminin karakteristiğini de belirtmek gerekiyor.

İşlem yenileme harcının Türk Patent Enstitüsü hesabına yatırılması ile başlıyor ama parayı yatırmış olmamız bir hak kazandırmıyor. Havaleyi gösteren dekontun aslını ve yenileme talep formunu Enstitüye teslim etmek zorundayız. Parayı hesaba yatırmış olsak da dilekçeyi ve dekontu Enstitüye teslim etmezsek tescilimiz yine de düşer.

1 yorum:

salihkucukaga dedi ki...

Faydalı bir yazı yazı. Teşekkürler