28 Eylül 2007 Cuma

Trademark Publisher

Marka tescili sahiplerine son bir yılda önceleri faksla son zamanlarda ise mektup kullanılarak bir ödeme emri gönderiliyor.

Ödeme emrinde markanın "trademarkpublisher" adını taşıyan bir internet sitesinde üç yıllık yayını için 980.-YTL talep ediliyor. Yayının ne demek olduğuna dair bilgi mesajın ön yüzünde değil arka yüzünde veriliyor. Evraka da bir son ödeme tarihi eklenerek sanki bir süreye tabi imiş gibi hava veriliyor.

Marka sahipleri bizi arayıp enstitünün kendilerinden bir şey için para istediğini ama ne olduğunu anlayamadıklarını söylüyorlar. Buradan yapılan işte yanlış birşeyler olduğu düşüncesi doğuyor. Sonuçta aslında para verenler Türk Patent Enstitüsü'ne resmi bir ödeme yaptıklarını zannederek ödeme yapıyorlar.

İnternet sitelerinden anladığımız kadarıyla Avusturya'da yerleşik olan bu firma herhangi bir resmi kuruma bağlı olmaksızın sadece kendilerine ait basit bir internet sitesinde markayı yayınlamak karşılığında bu parayı alıyorlar.

Şu ana kadar bu tuzağa düşen Türk marka sayısı 380. Konuyu görüştüğümüz bazı kişiler bu 380 firmayı bir mektup yollayıp para koparılabilecek zor durumda başvurulabilir değerli bir kaynak olarak tanımladılar:).

Sonuçta zaten resmi sitelerde yayınlanmakta olan markalar için kimin nasıl ulaşıp göreceği belli olmayan görülse neye yaradığı anlaşılamayan bir sitede markanızın yayınlanması için bir şekilde para alınması dolandırıcılık mıdır onun kararını mahkemeler versin ama dürüst bir iş olduğunu da söyleyemeyiz.

Türk Patent Enstitüsü'de resmi sitesinden bu işle bir ilgileri olmadığını ilan etti

12 Eylül 2007 Çarşamba

Endüstriyel Tasarım Tescili ile Patent/Faydalı Model Farkı Nedir?

Türk Patent Enstitüsü tarafından verilen belgelerden olan Endüstriyel Tasarım Tescili Belgesi ile Patent/Faydalı Model Tescili korumaları konuya hakim olmayan kişiler tarafından yanlış anlaşılabiliyor.

Görüşmelerimizden şöyle bir intiba alıyoruz:

"Bir buluş patent olamıyorsa faydalı model olur o da olmuyorsa endüstriyel tasarım olur."(??!!!!!)

Yukarıda yazdığım cümlenin doğru bir tarafı yoktur. Tesciller arasında böyle bir hiyerarşiden söz edilemez.

Tanımlardan ilerlersek:

Patent tescili: yeni, sanayiye uygulanabilen ve tekniğin bilinen durumunda bir aşama kaydetmiş buluşlara verilir.

Faydalı model tescili: yeni, sanayiye uygulanabilen buluş veya geliştirmelere -tekniğin bilinen durumunda bir aşma gerçekleştirip gerçekleştirmediğine bakılmaksızın- verilir.

Endüstriyel tasarım tescili: yeni, sanayiye uygulanabilen ve aynı türdeki ürünler arasında ayırt edici görsel niteliğe sahip tasarımlara verilir.

Patent ve faydalı modeller teknik buluş ve geliştirmelere, kimyasal formüllere(sadece patent) ve sistemlere(sadece patent) verilirken endüstriyel tasarım tescili belgesi sanayi ürünlerinin görsel özelliklerine verilir.

Örnek verelim: okul ve dersanelerde kullanılmakta olan bir kolçağı yazı yazmak için yüzeye sahip sandalyeleri ilk kez biz bulmuş olalım. Sandalyeye bir fonksiyon kazandırmış olduğumuzdan bu geliştirmemiz patent ya da faydalı model tescili ile korunmalıdır. Fakat biz pahalı olan bu tesciller yerine sandalyemizin çeşitli açılardan fotografını çekerek endüstriyel tasarım tescili başvurusu yapabiliriz. Türk Patent Enstitüsü bu başvuruyu geri çevirmeyecektir. Yeni bir tasarım olan bu talep tescil edilerek koruma sağlar. Fakat şöyle bir durumu da yaratmış oluruz.

Bizim tescilimiz sandalyemizin görüntüsünü korumaktadır. Kıvrımlar, yüzeyler, sandalyenin formu, rengi, vs... Tesadüfen köşeli yapıda bir sandalye için başvurmuş olsak yuvarlak hatlara sahip bir sandalyenin üretilmesine mani olamayabiliriz. Bizim için temel özellik olan bir kolçağın yazı yazılabilir yüzeye sahip olması özelliği korunmayacak başkaları tarafından farklı görüntüde ama bir kolçağı yazı yazma yüzeyine sahip sandalyeler üretilebilecektir.

Detaylı öğrenmek için TPE sayfalarına yada internet sitemize bakabilirsiniz yada sitemizde iletişim bölümüne yazabilirsiniz.

14 Ağustos 2007 Salı

Marka Lisansı

Tescilli bir markanın tescil sahibi tarafından kendisi dışında birine kullanabilmesi için kiralanması işlemine lisans diyoruz.

Lisans alan lisansla kullandığı markayı başkasına kiralayabilir mi?

Lisans sözleşmesinde bu konuda bir yazı yoksa yada kiralayabilir denmişse evet. Lisans alanın lisans verme gücüne sahip olup olmaması meselesinde inhisari lisans inhisari olmayan lisans kavramı ortaya çıkıyor

Lisans sözleşmesinde lisansın inhisari olduğu belirtilmişse lisans alan başkasına lisans veremez

Sözleşmesinde bir şey yazılmamışsa yada başkasına lisans verebilir denmişse inhisari olmayan lisans verilmiştir.

Markanın tescilli olduğu sınıfların tamamında ya da tescil sınıf listesinin bir bölümü için lisans verilebilir.

Lisans sözleşmesi ülkenin tamamını yada bir bölümünü kapsayabilir.

Lisans sözleşmesi bir süreye bağlı olarak yapılır. Marka tescillerinin süresi on yıldır ve on yılda bir yenilenmesi gerekir. Doğal olarak lisans sözleşmesinin süresi bundan fazla olamaz ve süresiz de olamaz. Örnek: Markamız 2004 yılından itibaren tescilli olsun 2007 yılında yapacağımız lisans sözleşmesinin geçerli olacağı zaman aralığı en fazla 2014 olabilir.

Lisans sözleşmesinin Türk Patent Enstitüsü'ne gönderilmesi gerekir. Bu durumdan lisans alan zarar görebileceği için mutlak takip etmelidir. İki kişinin arasında yaptığı lisans sözleşmesi ikisini aralarında bağlar ama TPE kendisine bildirilmedikçe sorumlu olmaz.

Marka lisansı almış olanlar bize merak ettikleri detayları sorabilir.

13 Ağustos 2007 Pazartesi

Marka Devri

Tescil edilmiş markalar ticari hayatta bir değere sahip olduğundan alınıp satılabilirler. Hisse senedi, tahvil ya da ev, araba gibi satışa konu edilebilirler. Marka devri, marka satışı, marka transferi dediğimiz zaman markanın mülkiyet hakkının birinden diğerine geçmesini kastetmiş oluruz.

Ama bu satış işlemi iki kişinin arasında yapacağı basit bir sözleşme ile nihayetlenemez. Bir marka satışının bazı detayları tanımlamış olması gerekir.

1- Satış işlemi ancak noter aracılığı ile yapılabilir.

2- Hangi markanın satılacağının tam ve kesin olarak belirlenmesi gerekir.Markanın tescil tarihi, tescil numarası ve markanın ne olduğu açıkça yazılmalıdır.

3- Markanın tescil edilmiş olduğu sınıfların tamamında mı yoksa bir bölümünde mi satılacağı açıkça belirtilmelidir. Örnek: Markamız 24. sınıfta(kumaşlar) ve 25. sınıfta(konfeksiyon) tescilli olsun. Biz bu sınıflardan herhangi birini yada bir sınıfın içindeki bir bölümü satabiliriz. Konfeksiyon sınıfında(25) yeralan ayakkabılar bölümünü giysiler bizde kalacak şekilde ayırıp satabiliriz.

4- Markayı alan ve satan noter huzurunda hazır bulunmalıdır.

5- Noterde yapılan devir sözleşmesi Türk Patent Enstitüsü(TPE)ne bildirilmedikçe geçerlilik kazanamaz. Örnek: Satış işlemini satınm alan bildirecektir. Devir sözleşmesini TPE'ne bildirmediğimizi varsayalım. Bize markayı satan eski hak sahibi bizden sonra aynı markayı konudan haberi olmayan üçüncü birine daha satmış olsun. Sonradan satın alan TPE'ne bu satışı bildirdiği zaman o işlem geçerli olacaktır. Biz markayı satın aldığımız kişiye giderek zararımızı karşılamasını isteyebiliriz ama Türk Patent Enstitüsü ya da markayı iyi niyetle satın almış olan kişinin bir kusuru olamayacaktır.

8 Ağustos 2007 Çarşamba

Patent ve Faydalı Modelde Kullanma Beyanı

Patent tescilleri 20 yıl ve faydalı model tescilleri 10 süre ile tekel hakkı sağlarlar. Bu hakların devam edebilmesi için her yıl yıllık sicil kayıt ücreti yatırırız.

Bunların yanında patent yada faydalı modelden doğan hakkı ortadan kaldırmayan ama hak üzerindeki denetleme gücümüze zarar veren bir durum daha var. Buna patent yada faydalı modelin kullanıldığının beyan edilmesi zorunluluğu diyoruz. Şöyleki:

Bir buluş yada geliştirmeden ötürü patent yada faydalı model tescili belgesi almış kişiler belgeyi aldıktan sonra en geç üç yıl içinde o patent yada faydalı modelle korunmaya alınmış buluşu ticari hayatta kullanmak zorundalar. Bu zorunlu kullanmayı ayrıca Türk Patent Enstitüsü'ne de bildirmeleri gerekiyor.

Patenti yada faydalı modeli ülkede uygulamak belge sahibinin kontrolü dışında sebeplerle mümkün olamamışsa bu durum da Türk Patent Enstitüsü'ne bildirilir. Örnek; Kumar makineleri ile ilgili bir buluşumuz olsun. Ülkede kumarhane kurulması yasak olduğu için başvuru yaptığımız dönemde uygulama imkanı olamadığından kullanılamamış ve belge alındıktan sonraki dönemde de bir kanun değişikliği olmadığı için üç yıllık sürenin sonuna gelindiğinde tescil sahibi Enstitüye yazı yazarak kanundan ötürü buluşun uygulanamadığını bildirir.

Kullandığımızı bildirmezsek ne olur?

Kullanma beyanı yapmadık diye patent yada faydalı model tescilimiz iptal olmaz. Ama zorunlu lisans denen bir ihtimal ortaya çıkar. Herhangi biri mahkemeye giderek buluşumuzla ilgili lisans talebinde bulunabilir ve lisansın ücreti konusunda mahkemenin tespit edeceği tutarı kabul etmek zorunda kalırız.

Örnek: Patent tescili aldıktan sonra A firması ile lisans pazarlığı yapmış olalım. Biz A firmasına lisans ücreti olarak yıllık 500.000.-YTL talep ettiğimizi ve anlaşma sağlanamadığını varsayalım. Üç yıllık süre tamamlanmış ve biz kullanma beyanımızı yapmamışsak A firması mahkeme yolu ile zorunlu lisans talebinde bulunma hakkını kullanabilir. Böyle bir dava sonucunda mahkeme yıllık lisans ücretinin 200.000.-YTL olmasına karar verdi ise biz bu tutarı kabul etmek zorunda kalırız.

6 Ağustos 2007 Pazartesi

Patent Yenileme

Patentler 20 yıl ve faydalı modeller 10 yıl süre için tescil edilirler. Ama bu süreler boyunca korumaya sahip olabilmemiz için yapmamız gereken bazı ödemeler var.

Patent yada faydalı modelin başvuru tarihini başlangıç kabul ederek her yıl dönümünde başlayacak yıl için sicil kayıt ücreti denilen bir ücret yatırmamız gerekiyor. Yıllık sicil kayıt ücreti listesine baktığımız zaman ikinci yıl, üçüncü yıl, vs... gibi adlandırmalar ve onların karşısında farklı ücretler görürüz. Bu ikinci üçüncü yıl ne demek ve biz patent yada faydalı modelimiz için bu tutarların hangisini ödemeliyiz?

Örnek: Temmuz 2003, Eylül 2004, Mayıs 2005 başvuru tarihli patentlerimiz olsun. Başvuru yaptığımız yılı birinci yıl olarak alıyoruz ve bu şekilde sayarak bu patentlerin bu yıl ödeyecekleri harçları belirliyoruz.

Temmuz 2003 tarihli patent beşinci yıl için 335.-YTL
Eylül 2004 tarihli patent dördüncü yıl için 225.-YTL
Mayıs 2005 tarihli patent üçüncü yıl için 210.-YTL

yıllık sicil kayıt ücreti yatıracak

Sicil kayıt ücretinde cezalı ödeme imkanı var. Yukarıdaki patentlerden Temmuz ve Mayıs aylarına ait olan patentler gününde ödemedilerse şu anda cezalı dönemdeler. Bunlar %25 cezalı olarak zamlı ödeyecekler.

Bir yılın sicil kayıt ücreti başvuru tarihinden 6 ay önceden itibaren ödenmeye başlar ve başvuru tarihinden de 6 ay sonraya kadar cezalı ödenebilir.

Yıllık Sicil Kayıt Ücreti ödenmezse ne olur?

Patent yada faydalı model iptal olur. Patentten doğan hak ortadan kalkar ve buluş herkes tarafından kullanılabilir hale gelir. Düşen patent ve faydalı modeller için mücbir sebep meselesi var ama onu başka sefer anlatırız.

4 Ağustos 2007 Cumartesi

Marka Yenileme

Tescil edilen markalar sınırlı bir süre geçerliliğe sahip olurlar. Bu süre on yıldır. Dünyada da genelde on yıl süre ile marka tescilleri devam eder.

On yıllık sürenin bitiminden önce marka hakkının on yıl daha devam edebilmesi için yenileme işlemi yapılır.
Yenileme yapabileceğimiz süre marka tesciline başvurduğumuz tarih ilk gün başlangıç kabul edilerek hesaplanır. Başvuru tarihimizden itibaren on yıl ileri sayıp son yıldan altı (6) ay geriye dönersek yenileme yapabileceğimiz döneme ulaşmış oluruz.

Örnek: Tescil için 02 Ocak 1996 tarihinde başvurmuş bir marka sahibi eğer tescil işlemini tamamlamış ve belgesini almış ise on yıl ileri sayarak 02 Ocak 2006 tarihine ulaşır. Bu tarihten 6 ay geriye giderek 02 Temmuz 2005 tarihini bulur ve bu tarih yenileme işlemini yapabilecei ilkk tarihtir. 01 Temmuz 2005 tarihinde yenileme yapılamaz. 02 Temmuz 02 Ocak arasında yenileme işlemini yapması gerekir. Eğer yenilemeyi yapamaz ve süreyi kaçırırsa 03 Ocaktan itibaren 02 Temmuz 2006 tarihine kadar cezalı olarak işlemi yapabilir. 02 Temmuz 2006 tarihine kadar yenilemeyi yine yapmazsa marka tescilden düşer.

Markanın düşmesinin ciddi bir sonucu vardır. Yanlışlıkla düşürmüşüz, yada biz yenileneceğini bilmiyorduk dememiz bir anlam ifade etmez. Yenileme işlemi yapmamak bilerek ve isteyerek marka hakkından vaz geçmek sayılır. Bunun bir istisnası şudur:

Marka düştükten sonra düşen tescilin sahibi markanın düştüğü tarihten itibaren iki yıl süre ile başkalarının yapacağı başvuruları itiraz ederek reddettirme hakkına sahiptir. Yani tescilimizin bize hak kazandırdığı süre 12 yıldır diyebiliriz. On yıl standart bir tescil ile kazanılır. İki yıl da yanlışlıkla bir marka düşmesi durumunda kanunun bize tanıdığı tekrar başvuru süresidir.

Örneği ilerletelim: Markanın düşmesine sebep olduktan sonra iki yıllık süreyi de geçirmiş isek ve başka birisi tescile başvurmuş ise bu tescil başvurusuna yapacağımız itiraz dikkate alınmaz. Marka ile ilgili tüm haklardan vazgeçmiş sayılırız ve bunun geri dönüşü yoktur.

Hayali bir durum gibi görünüyor ama özellikle gıda sektöründe düşen markalar için o kadar yoğun başvurulara rastlıyoruz ki yazdığımız tüm durumların her aşaması ile tekrar tekrar yaşandığı vakıadır.

Biz yenileme süresi başlayan markaların sahiplerine bunu müşterilerimiz olmasalar da bildirmeye çalışıyoruz. Bu sayede yenileme yapılması gerektiği tescil sahiplerine bildirilmiş oluyor ama burada yenileme işleminin karakteristiğini de belirtmek gerekiyor.

İşlem yenileme harcının Türk Patent Enstitüsü hesabına yatırılması ile başlıyor ama parayı yatırmış olmamız bir hak kazandırmıyor. Havaleyi gösteren dekontun aslını ve yenileme talep formunu Enstitüye teslim etmek zorundayız. Parayı hesaba yatırmış olsak da dilekçeyi ve dekontu Enstitüye teslim etmezsek tescilimiz yine de düşer.

2 Ağustos 2007 Perşembe

Markada Kullanma Zorunluluğu

Markalar on yıllık süre için tescil edilirler ve başvuru tarihinden itibaren on yıllık aralıklarla yenileme işlemi yapılarak tescilin devamı sağlanır. Normal şartlar altında tescil edilmiş bir marka ile ilgili olarak bu süre içinde ekstra bir çalışma yapmak gerekmez. Fakat tescil edilmiş bir marka için kullanmamadan dolayı bir yaptırım uygulanabilir.

Tescil edilen markanın kullanılma zorunluluğu var. Markanın tescil işlemi tamamlandıktan sonra birbirini takip eden beş yıl süre ile kullanılmazsa kullanılmadığı sınıf/lar için iptali istenebilir.

Örnek: Kumaşlarda(24. sınıf) ve konfeksiyonda(25. sınıf) tescil ettirdiğimiz marka ile konfeksiyon imalatı ve satışı yaptığımız halde kumaş üretimi yada satışı faaliyeti yapmadığımızı varsayalım. 2000 yılının Ocak ayında başvurmuş ve 2001 yılının Ocak ayında belgemizi almış isek 2006 yılının Ocak ayı sonuna kadar kumaş imalatı yada satışı yapmadı isek 24. sınıfta tescilimizin mahkeme yoluyla iptalini isteyebilirler. (Benzer sınıf meselesi de var ama burada açıklayıp kafa karıştırmayalım)

Böyle bir davada tescil sahibinin resmi evrakına bakılır. Fakat tescil sahibi de dergi gazete gibi yerlere reklam vermiş olabilir. Onun sunacağı delillere de bakılarak karar verilir.

Bazı ülkelerde bunu yasaya koydukları yetmezmiş gibi başvuru yaparken kullanma taaahhüdü de alıyorlar(ABD, İngiltere, Ukrayna).

Biraz hayali bir durum gibi görünüyor ama markalarını bu şekilde kaybedenler var.

31 Temmuz 2007 Salı

Marka Takibi

Türk Patent Enstitüsü yapılan marka tescili başvurularını inceleyip marka değerlendirme kriterlerine göre uygun görürse aylık yayınladığı Resmi Marka Bültenlerinde itirazlara açıyor. Yayınlandıktan sonra üç ay süre ile bu markalara itiraz edilebiliyor.

İtiraz edilmezse marka kesinleşiyor ve başvuru sahibi belge düzenleme ücretini yatırarak marka tescil belgesini alıyor.

Enstitü markaları değerlendirirken kendi ölçülerine göre yayınına ve sonra tesciline karar vermiş olsa dahi bir marka tescilli yada daha önce tescil için başvurulmuş bir markaya karıştırılma ihtimali yaratacak ölçüde yada ilişkisi varmış intibaı yaratacak ölçüde benzer olabilir. Bu durumda eski tescil yada başvuru sahibinin itiraz hakkı bulunmakta.

Ama bin tane işin arasında tescil sahiplerinin marka bültenlerini alıp sayfa sayfa inceleyerek (4-5 bin sayfa olabiliyor bültenler) benzer marka aramalarını bekleyemeyiz. Çoğunlukla markaya benzer markayı görmez ve iş işten geçtikten sonra haksız tescilden haberdar olur.

Patent ofisleri bu noktada aksiyon kazanıyor. Yayınlanan bültenleri eski tescillerle karşılaştırarak benzer gördükleri markaları eski tescil sahiplerine bildiriyorlar ve itiraz etmek isteyenleri bilgilendirmiş oluyorlar.

Temelde iyi bir çaba olması gereken bu hizmet iki sonuç doğuruyor:

1- Marka itirazı işini bir sektör gibi gören patent ofisleri en ufak bir benzerlikte firmaları panikleterek gerekmediği halde bazı başvurulara itiraz ettirebilmekteler. Bu da Türk Patent Enstitüsü'nde gereksiz iş yükü yarattığı gibi firmalara devamlı olarak gönderilen bu tür yazılar yada mesajlar zamanla bir duyarsızlık yaratabiliyor.

2- Aynı firmaya tekrar tekrar benzer marka uyarısı gönderen patent ofisleri bir süre sonra duyarsızlaşan firmaya benzer marka bildirimi yapmaktan vazgeçiyorlar ve bu noktada gerçekten kötü niyetli bir başvuru olduğunda atlayabiliyorlar.

Firmaların markalarını takiple korumaları gerekiyor ama bunun rastgele gönderilen pazarlama mesajları ile değil bir anlaşma çerçevesinde olması lazım.

Biz optimum patent ofisinde bir anlaşma ile sorumluluğumuza aldığımız markalarla ilgili olarak aylık raporlar hazırlıyoruz. Ücretle alınan bir hizmet olması sebebiyle sıkılıp vazgeçme gibi bir durum söz konusu olamaz. Detaylarını internet sitemizde açıklıyoruz.

Endüstriyel Tasarım Tescili Başvurusu Yaparken Nelere Dikkat Etmeli

Türk Patent Enstitüsü tarafından verilen hizmetler arasında en sorunlu olanlar endüstriyel tasarım tescilleri. Nedense başvuru sahipleri en az özeni tasarım tescili başvurularına gösteriyor. Bunun temel sebeplerinden biri olarak TPE tarafından tasarımlara uygulanan ücretlendirme yöntemini gösterebiliriz.

TPE başvuru ve tescil harcı ve yayın harcı olarak adlandırdığı iki adet ücret alıyor. Bir kumaş deseni için yapacağımız renkli bir başvuruda tek resim kullanırsak 140.-YTL başvuru ve tescil için 100.-YTL yayın ücreti ödüyoruz. Bir tasarımın maliyetini bu şekilde 240.-YTL resmi ödeme ile tamamlamış oluyoruz. Patent bürosu olarak biz de kendi ücretimizi buna eklediğimiz zaman beş yıl sürecek tescilin tüm ücreti ödenmiş oluyor.

Endüstriyel tasarım örneğin bir masa ise birden fazla resim kullanmak gerekiyor (yada gerekmeli). Dört resimle masamızı tüm detayları ile gösterebildiğimizi varsayarsak dört resimli başvurumuzun resmi maliyetine ilave üç resim için 150.-YTL daha ekleniyor ve resmi maliyet 240 değil 390.-YTL oluyor. Bu oran da ek resimler için hizmet bedelini de arttırıyoruz tabii.

Firmalar ilave resimlerden tasarruf etmek için üç boyutlu ürünleri de tek resimle başvuruyorlar. Sonuçta, doğru anlatılamamış bir tescil sebebiyle taklide müdahale edememe durumları ile karşılaşabiliyorlar.

Dış bükey bir ürüne cepheden çektiği bir tek resimle başvurup tescil alan bir firma sonradan ürünü dışbükey üreten firmalara müdahale edememişti. Tek resimli başvurusunda ürünün dış bükey formu kesinlikle görünmüyordu.

Ayrıca Endüstriyel Tasarımlarımların Korunması Hakkında KHK'nın Uygulama Yönetmeliği'nde

...Üç boyutlu tasarımlarda, tasarımın daha iyi anlaşılabilmesi bakımından en az önden, yandan ve üstten görünümlerinin verilmesi şarttır.

deniyor ama enstitü bile bunu unutmuş gibi görünüyor.

İşin bilgi ve uzmanlık gerektiren yönü es geçilince en ucuz olan en tercih edilir oldu. Şu anda 100.-YTL'ye sınırsız tasarım tescili başvurusu yapan firmalar var. İşi sadece bir dilekçe hazırlayıp enstitüye yollamak zanneden vekiller hem firmaları eksik tesis edilmiş hak ile sonradan zayıf düşürür hem de ucuz diye haklı haksız ne bulursa tescil eden kimselerin önünü açmış olurlar.

Nitekim aynı çekyat için on tane tescil belgesi bulmak işten bile değil.

30 Temmuz 2007 Pazartesi

Endüstriyel Tasarımlarda Locarno Sınıf Listesi

Hepsinde olduğu gibi endüstriyel tasarım tescillerinde sınıflandırma sistemi uygulanıyor. Sınıflandırma anlaşmasının imzalandığı yerden ötürü Locarno Sınıflandırma Sistemi adıyla anılıyor.

Sınıflandırma sistemine şu sebepten ihtiyaç duyuyoruz.

Tescile başvururken ürünümüze bir ad vermek gerekiyor. Örneğin; "koltuk" tescil edeceğimiz zaman buna; koltuk, sandalye, oturma grubu, mobilya, ofis mobilyası, vs. gibi kendimize göre yada o an aklımıza gelen isimlerle başvurabiliriz. Bu başlıklarımız listelerde yazdığımız gibi yeralır. Bundan ötürü alınmış koltuk tescillerini merak eden bir araştırmacı "koltuk" yazarak yapacağı araştırmada sadece "koltuk" yazarak başvurmuş kişilerin başvurularını görür. "Ofis mobilyası" yazarak başvurmuş kişilerin tescilleri listemizde görünmez.

Fakat araştırmamızı Locarno Sınıf kodları arasında koltuk ürününün yada mobilyaların başlığı altında ilgili sınıflandırma kodunu (06-01) bularak yaparsak tam olarak listeyi görme şansımız olur. Ayrıca sadece "koltuk" diye yazıp aradığımız zaman bolca "koltuk değneği" tasarım tescili ile karşılaşma durumu da ortaya çıkabilir.

Marka Tescili İçin Vekil'e İhtiyaç Var mı?

Konunun yurtiçi ve yurtdışı tarafı var. Türkiye'de yerleşik biri Türkiye'de marka tescili başvurusu yapacak olsa bir vekille çalışma zorunluğu olmayacak.

Ama yurtdışında yerleşik biri Türkiye'de tescil başvurusu yapacaksa yada Türkiye'de yerleşik biri yurtdışında tescil başvurusu yapacaksa bir vekil tayin etme zorunluluğu var.

Buraya kadar olan mevzuat tarafı. Bir de uygulamadan gelen zorunluluklar var. Yapılan marka tescili başvurularının yayınlardan takip ettiğimiz kadarıyla yaklaşık %30 kadarı başvuru sahipleri tarafından bir vekile danışılmaksızın yada son anda vekil ekarte edilerek yapılıyor.

Optimum Patent'te biz tescil işlemlerinin nasıl başlayıp nasıl sonuçlandığını da merak ettiğimiz için vekil kullanılmayan başvuruların sonuçlarını da inceliyoruz. Vekilli başvurulara oranla çok daha yüksek miktarda doğrudan başvuru yarım kalıyor. Süresinde gerekli işlemler yapılmadığı için yarım kalan işlerin en temel sebebi marka tescili işlemlerinin ortalama bir yıl sürmesi.

Başvuruyu yaptıktan aylar sonra yayın bilgisi geliyor. Aylar sonra belge düzenleme talebi oluyor. Enstitü'nün gönderdiği yazıları doğru analiz edemeyen bazı başvuru sahipleri ilk gelen kabul yazısını, yada bülten yayınını görünce tescilin tamamlandığını zannediyorlar.

Tabi bunların yanında doğru dilekçe hazırlanamadığı için işleme alınamayan başvurular, yatırılmayan harçlar, meslek sınıfları doğru tespit edilmediği için yanlış alınan tescilleri de unutmamak gerek.

Her alanda olduğu gibi mesleki tecrübe ve bilgi birikimi işleri son derece kolaylaştırır. Vekil ile işlem takibi yapmak hem başvuru sahibinin yanlış ve eksik işler yapmasını, hem de Türk Patent Enstitüsü'nün gereksiz düzeltme yazıları göndermesi ile zaten uzun olan işlem süreçlerinin daha da uzamasını önler.

Hedefe Uygun Marka Tasarımı

Ülkemizde tescilli marka sayısı 400.000'i geçti. Her hafta binin üzerinde tescil talebinin Türk Patent Enstitüsü’ne ulaştırıldığını Enstitü yayınlarından görebiliyoruz. Ayrıca tescil edilmeksizin kullanım alanına sunulan birkaç yüzbin markadan da rahatlıkla söz edilebilir.

Bu kalabalık içerisinde kendi markamızı en azından kendi pazarımızda oluştururken yada bu potansiyeli sağlayabilecek bir marka sözcüğünün kararını verirken nelere dikkat etmek gerekir?...

28 Temmuz 2007 Cumartesi

Patent Araştırma

İnternetin sınai haklara yaptığı en büyük katkı patent bilgilerine ulaşmayı inanılmaz ölçüde kolaylaştırmak oldu. İnternete bağlı bir bilgisayar bulunan herhangi bir yerden tekniğin herhangi bir kolunda gelinen en son noktayı takip etmek mümkün.

200 milyon sayfalık veri havuzu ile patent bilgi sistemi herkesin incelemesine açıktır.

Patent araştırmasını ülkelerde yada uluslararası bilgi havuzlarında yapabiliriz. İyi bir bilgi kaynağı olarak Amerikan, Japon, Kore, İngiliz, Alman patent kurumlarının resmi bilgi havuzları kendi özel listeleri için yardım sunmaktayken; wipo tarafından sunulan http://www.espacenet.com/index.en.htm bilgi havuzu önemli kabul edilen tüm ülkelerin patent dosyalarını araştırılabilir olarak sunmakta.

Türk Patent Enstitüsü'de ülkemizde yayınlanan patentler ile ilgili olarak kendi bilgi havuzunu kullanıma açtı fakat dosyaların tamamına ulaşmakta bazı zorluklar yaşıyoruz.

Optimum Patent'te biz patent araştırması konusuna çok önem veriyoruz. Her fırsatta kişi yada firmalara nasıl patent araştırması yapabileceklerini anlatmaya çalışıyoruz.

MARKA SINIFLARI

Marka tescilleri bir sınıflandırma sistemi içerisinde yapılır. Sınıflandırma sistemine
"Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırmasına ilişkin Nis Anlaşması" adından dolayı Nice sınıfları deniyor fakat biz Mal ve Hizmet Sınıfları diyebiliriz.

Sınıflandırma sistemine geçişimiz 1995 yılındadır. Bu tarihe kadar başvuru yapanlar tescil talep ettikleri mal ve hizmetleri tanımlayarak tescil başvurusu yaparken sınıflandırma sisteminin kabulü ile tanımlamaların önüne o tanımın yer aldığı yada ona en uygun karşılığın bulunduğu sınıf numarası konmaya başlandı.

Mal ve hizmet sınıfı listesi 1995 yılından itibaren beş yılda bir yeniden düzenlenerek güncellendi. İlk kabulünde 42 sınıftan oluşurken 2000 yılından itibaren 45 sınıflı bir listeye dönüştü.

Esasında basit bir liste olmasına rağmen zaman içinde meydana gelen değişikliklerle takibi zorlaşan bir durum oluştu. Beş yıllık periyotlarla yapılan değişiklikler neticesinde bazı mal yada hizmetler ya listeden çıkartıldı, yada listedeki yerleri değişti. Bu durum basit bir örnekle açıklamak gerekirse şu sonucu doğurdu:

Örnek: "optimum" markası 2000 yılından önce otelcilik hizmetlerinde (42. sınıf) tescilli olmuş olsun. 2000 yılında yapılan düzenleme ile sınıf listesi 42'den 45'e çıkarıldı ve 42. sınıfta bulunan otel motel konaklama hizmetleri 43. sınıfa aktarıldı fakat eski bülten ve gazetelerde ve piyasada önceden oluşturulmuş marka listelerinde bu dönüşüm yapılmadı.

Bir arama listesinde "optimum otel" denilerek yapılacak bir aramada artık 43. sınıf gözetilerek arama yapılacağından 42. sınıfta yeralan eski tescil görünmeyecek ve sanki marka tescilli değilmiş gibi bir durum ortaya çıkacak ama Türk Patent Enstitüsü bu düzeltmeyi kendi içinde yapmış olduğundan (onlar bile bu hataya düşebiliyor bir örneğine rastladık) yapılacak başvuruyu reddedecek.

Artık marka tescili başvurusu yapmadan önce tescil başvurusu yapacağınız meslek sınıfının önceki tebliğlerde nerelerde yer aldığını bilmeniz gerekiyor. Bu da bir vekil ile çalışma zorunluğunu daha da arttırıyor.

27 Temmuz 2007 Cuma

MARKA TESCİLİ PATLAMASI

Türk Patent Enstitüsü'nün en önemli hizmet alanı marka tescilleri. Diğer tescil başvuruları ile karşılaştırılamayacak ölçüde yoğun olarak marka tescili başvurusu yapılıyor. Yıllara yaygın istatistiklere baktığımızda istikrarlı olarak her yıl yapılan başvuru sayılarının arttığını görüyoruz.

Markalar aylık bültenlerle Türk Patent Enstitüsü tarafından duyuruluyor. Başvuru sayısı çok olduğu için yayınlanan markalar da çok oluyor. 5.000-6.000 arası marka yayınlanıyor ve yayınlanan markalar başvuru numaralarına göre sıralanıyor. Böyle olunca belirli bir meslek alanında yayınlanan markaları merak edenlerin bunu görmeleri zorlaşıyor. Örneğin; yayınlanan konfeksiyon markalarını merak eden bir tekstilci yayınlanan bültende bulunan konfeksiyon markalarını incelemek için 2.000-3.000 sayfalık bir bülteni baştan sona incelemek zorunda kalacaktır.

Bülten incelemelerine destek olabilmek için biz de optimumpatent.com'da marka tescili yayınlarını düzenlenmiş bültenlerle duyurmaya çalışıyoruz. Bizim bültenlerimizde markalar Nice Sınıflandırma Listesine uygun olarak süzülmüş şekilde yeralıyor.

Tabii hangi sınıf numarasının hangi meslek alanlarını temsil ettiğinin de bilinmesi gerekiyor. Bunun için de Marka sınıflarının bilinmesi gerekiyor.

Merhaba

Fikri ve Sınai Haklar alanında son yıllarda yoğun gelişmeler oluyor. Hem hakkın korunmasının gereği buluş üretenler tarafından anlaşılmaya başlandı ve hem de korunma yolları oluşmaya başladı.

On iki yıl önce marka, patent ve endüstriyel tasarımların tescili yolu açıldıktan sonra önemli bir alanda yaşanan sorunlar giderilmiş oldu. Son yıllarda ise yazılımların ve veritabanlarının da tescil uygulaması başlatıldı. Bunlara ilave olarak bitki yetiştiriciliğinin teşviki için de yeni türlerin tescili uygulaması başlatıldı.

Konular ve detayları çoğaldıkça ihtiyaç duyanların doğru bilgiye kolay ve hızla ulaşabilmesi için yollar da bulunması gerekli oldu. Bu sebeple OPTİMUM PATENT OFİSİ çalışanları olarak böyle bir bilgilendirme alanı oluşturalım dedik.